15 Haziran 2014 Pazar

  Sinop Ötekileştiriliyor

  Sinop 17 km uzunluğunda olan dev bir sahil şeridine sahip ve doğal plajlarıyla, koylarıyla, yeşillikleriyle, meyvesi-sebzesiyle ve bir çok tarihi güzelliğiyle Türkiye’nin tek doğal limanını içinde bulunduran bir şehir.
Devlet tarafından yıllarca turizm ve balıkçılığa yönelik yatırımların yapılacağı vaat ediliyor ancak hiçbir şekilde bu alanda yapılmış bir yatırım yok. Önceki yıllarda gerçekleştirilen HES projeleri de şehrin bu doğal güzelliğine büyük oranda zarar vermiş gibi gözüküyor. Peki bu durum çerçevesinde İnceburun’a yapılacak olan bir nükleer santral Sinop’ a nasıl etki edecek?
  TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Nükleer Enerji Raporu’na göre nükleer santraller kanser ve genetik hastalıkları fabrakısıdır. Radyasyon kümülatif bir olgudur ve güvenli dozu yoktur. Her alınan radyasyon kanser olabilme riskinin artmasına neden olabilir. Nükleer tesisler kurulum inşasında ya da sökümünde civar bölgelere radyasyon açısından etkisi büyüktür. Aynı zamanda santraller çalışırken nükleer atık üretmektedirler. Nükleer santral hiç kaza yapmayacak olsa bile nükleer atık sorunu çözülebilmiş bir olgu değil ve dünyada bunu çözebilen bir ülke yoktur.  Sinop’a yapılacak olan nükleer santralin de rasyasyon etkisi 60 kilometre karelik bir alanı etkileyecektir. Bu alan içerisinde bulunan Abalı Köyü, Sarıkum Köyü, Kurtkuyusu Köyü gibi birçok bölge bu durumdan zarar görecektir. Bu bölgede bulunan özel mülkiyetin devlet tarafından alınamaması sonucunda 60 kilometre karelik alan 10 kilometre karelik alana düşürülmüştür. Bunun sonucunda yakın çevredeki insanlar nükleer santralden olumsuz yönde etkilenecektir. Ayrıca İnceburun bölgesi doğal tabiat bölgesi olduğundan bu bölge içerisinde korunmakta olan bitki örtüsü ve yaşamakta olan balık türleri bulunmaktadır. Nükleer santral inşası  Sinop’un turizm, tarım ve balıkçılık kaynaklarını da olumsuz yönde etkileyecektir.


Nükleer santral projesi için neden Sinop seçildi?

Sinop’a yapılacak olan nükleer santralin acaba neden bu bölgede yapılacağını sorgulamamız gerektiğini söyleyen Sinop Eğitim-Sen üyesi Uğur Karslı ”Neden Samsun değil neden Trabzon ya da başka bir Karadeniz ili değilde Sinop diyerek, Sinop’ta yapılacak olan nükleer santralin bu bölgede yapılmak istenmesinin temel amacının, az olan şehir nüfusunun göz ardı edilmesi ve buradaki halkın ötekileştirilmesi” olduğunu belirtti.

Türkiye nükleer teknoloji ile 1955’te tanıştı

1956 yılı başlangaçlarında Türkiye nükleer reaktör kurma çalışmalarıyla ilgili araştırmalar gerçekleştirdi. İlk kurduğumuz reaktörün 1mw gücünde olduğunu söyleyen Sinop NKP sözcüsü Zeki Karataş “Küçükçekmece’de bulunan nükleer araştırma merkezinde TR1 adındaki reaktörün sağlık alanıyla ilgili araştırmalar yaptığını söyleyerek böyle bir kuruluşa karşı çıkmadıklarını” belirtti. Nükleer santrallerin diğer alanlarıyla alakalı olarak da “ bu insanlığa zarar vericidir, tıbbi alanda devrede olan santraller bulunmakta ancak enerji pazarı için kurulmak istenen diğer santrallere karşıyız” dedi.
1970’li yıllarda petrolün sıkıntı yarattığı bir dönemde “herkes nükleer enerjiyi hedef gösterdi” diye sözlerine devam eden Karataş, nükleer enerjinin yayıldığı 1970’li yıllarda Dünya Atom Enerjisi Başkanın şöyle bir cümle kurduğundan bahsetti. “Dünya Atom Enerjisi Başkanı, 2000’li yıllarda Dünya da nükleer reaktör sayısının 4500 civarında olacak ve dünya enerji ihtiyacının yüzde 65’i de nükleer teknolojiden elde edilecek.” şeklinde konuştu.
Karataş, “bugün 2014 yılındayız, dünyadaki nükleer reaktör sayısı 436 ve bu reaktörlerin elde ettiği enerji dünya ihtiyacının yüzde 15’ini karşılıyor. 2030’lu yıllarda bu oranın yüzde 9’lara ineceğinin altını çizen Karataş, 1970’li yıllarda bunlar söylenirken insanlar, 1986’daki Çernobil faciasından, 1957’de İngiltere’deki bir hadiseden ve 2011’deki Fukişima’dan haberdar değildiler” diye konuştu.

“Ülkelerin kazan dairesi olmak istemiyoruz.”

Ülkemizde kurulucak olan nükleer santral inşasının Japonya’da Mitsubishi firması üstlendi. Fukişima’daki nükleer santralleri inşa eden bu firmaya güvenmediklerini belirten Sinop NKP sözcüsü Zeki Karataş, “ülkelerin kazan dairesi olmak istemiyoruz” ifadelerini kullandı.

Sinop nükleere “HAYIR” dedi.

28 Nisan da gerçekleşen nükleer karşıtı mitinginde Sinop halkı “nükleer santrallere hayır” dedi.
 Diyojen Heykeli önünde  toplanan nükleer karşıtları buradan yürüyüşe başlayarak Sakarya ve Atatürk  Caddeleri boyunca yürüyerek Uğur mumcu Meydanı’na geldi. Meydan girişinde polisin oluşturduğu arama noktalarından geçen çevreciler burada çevresel ve gezi  mücadelelerinde  hayatlarını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Burada slogan atan nükleer karşıtları, nükleer ve termik santraller ile hidroelektrik santralleri protesto etti.

Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Cengiz Göltaş, nükleer santrallere karşı mücadelede Sinop‘un yılllardır verdiği mücadelenin dirençliliğinden bahsetti.

Kurulacak nükleer santrallerin ülkeye felaket getireceğini altını çizen NKP Sözcüsü Zeki Karataş 28 yıl önce meydana gelen Çernobil faciasının unutulmaması gerektiğini vurguladı. Ayrıca Karataş,  ”Kuzey komşumuz Ukrayna’da 28 yıl önce gerçekleştirilen deney sonrası, art arda gelen ihmallerle, insanlık tarihinin en büyük felaketi yaşandı. Hiç bir tel örgünün onu engelleyemediğinin tanığı olduk. Çernobil’in mağduru çocukların fotoğraflarına baktınız mı, ya onların başındaki sevdiklerine. Bu yüzden kaç kişi intihar etti? Peki, bu insanlara ne olduğu konusunda devlet görevlilerinin açıklama yaptığını duydunuz mu? “ söylemlerinde bulundu. Karataş, “Çernobil sonrası kimine göre 1 milyon, kimine göre 30-40 kişi, kimine göre 230 bin kişi yaşamını yitirdi. Börtü böceği saymadılar bile. Çernobil’in diğer reaktörleri 14 yıl daha çalıştırılmaya devam ettirildi. Peki, ülkemizde ne oldu? Azıcık radyasyon kemiklere iyi gelir diyen darbeci generallere ne oldu? Yardımsever devletimiz tarafından o dönemde ilkokul çocuklarına fındık dağıtıldı. Toprağımıza suyumuza radyasyon geçti. Börtü böceği sayan yine olmadı. Tüp gaz patlaması ile nükleer santral arasında kurulan derin bağlantı, darbeci generallerin bile aklına gelmemişti. Bütün egemenler aynı, hayallerindeki dünyayı kurduklarına hiç kimse sanırız insan formunda olamayacak” açıklamasında bulundu.

NKP adına konuşma yapan Gazeteci-Radyo programcısı Özgür Gürbüz ise nükleer santral anlaşmaları arkasında dönen oyunları Yalan Dünya dizisine benzettiği konuşmasında Sinopluların bugün güçlü bir şekilde buna karşı durduğunu söyledi.
Mitingte Sinop  Belediye Başkanı Baki Ergül ile Gerze Belediye Başkanı Osman Belovacıklı da konuşma yaptı. Yaptıkları konuşmalarda nükleer santrallere karşı çıktıklarımı belirttiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder